Boğaziçi Üniversitesindeki öğrenci gösterilerinde öne çıkan türbanlı bir kız öğrenci günün konusu olmuştur. Kızın içinde bulunduğu grup ebetteki toplumdaki türbanlı imajına ters gibi durmaktadır.
“Müslüman’a bu yakışmaz” sözleri ve yazıları çok yerinde durmuyor.
Bu konunun İslam ile ilgili kısmı sadece Kâbe’ye hakaret maksadıyla yapılan yerlere Kâbe tablosu serme eylemi değildir. Bu türbanlı bayanın aslında türbanlı olup olmadığı, üniversite dışında nasıl bir hayat sürdüğünü de bilmiyoruz. Açık olabilir, kapalı olabilir, mizansen için örtünmüş olabilir. Ama İslami yaşayış düsturu ile örtünmediği kesin.
Buradaki asıl maksatlardan birisi de bu kıyafet ile asıl örtülü olanlara hakaret ederek örtünmeyi değersiz kılma amacıdır.
Atatürkçülüğü dilinden düşürmeyen ancak Atatürk’ün hiçbir fikrine itibar etmeyen, sadece inkılapçılığı değerlere başkaldırı olarak algılayıp bu sakat anlayışına dayanarak Atatürkçüyüm diyenlere sahtelikten samimiyete davet etme hakkımız vardır. Yoksa düşün Atatürk’ün yakasından.
Atatürk’ün aşağıdaki vasiyet sözünü Boğaziçi kapısına rezalet seren cinsel sapkınları savunurken nereye koyuyorsunuz?
“Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize görecekleri eğitimin sınırı ne olursa olsun ilk önce ve her şeyden önce Türkiye’nin bağımsızlığına, kendi benliğine, milli geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek gereği öğretilmelidir. Aşağıdakilerden hangisi Atatürk'ün bu sözü ile
