İyi Parti'de Ağıralioğlu ‘Devrimi’

 
İyi Parti’de, sol cenahın sıklıkla dile getirdiği tabirle bir ‘devrim’ gerçekleşti. Devrim dememin sebebi, solcuların, “küçük bir birlikle hükümeti ele geçirmeye” yani “darbe”ye bu ismi vermiş olması. İyi Parti’de de son yaşanan görev değişiklikleri kararı da deyim yerindeyse bir devrim. Milliyetçi Hareket Partisi’nden ayrılan vekillerle kurulan, Cumhuriyet Halk Partisi’nin milletvekili desteğiyle kendine mecliste yer bulmuş bir siyasi parti. Yani, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendine borçlandırdığı bir parti. Bu borcun nerelerde ödendiğini Meral Hanım’ın, milliyetçi geleneğe uymayan her hareketinde görebiliriz. Örneğin, CHP ve HDP’nin, Türk Milleti’ne zarar verecek yönde açıklamalarını, milliyetçi bir üslupla eleştiren İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu’nun, Başkanlık Divanı’ndan, herhangi bir açıklama yapılmadan dışlanması. Belli ki, İyi Parti’nin CHP’ye olan borcu yüzünden sessiz kalmak istemeyen, yani; borcuna sadık olmayan bir isim İyi Parti’de yer bulamayacak. İyi Parti'yi kuran, Milliyetçi Hareket Partisi geleneğinden gelen tüm isimlerin parti yönetiminden uzaklaşmasını sağlayan sebep, bazı siyasi çıkarlar nedeniyle milli meseleleri açık sözlülükle dile getirmeleri.  Yani, milliyetçi fikirler, terör karşıtlığı ve devlet çıkarlarını gözetmek tek bir yerde mümkün. Milliyetçi siyaset anlayışına sahip siyasetçiler, Milliyetçi Hareket Partisi dışında hiçbir yerde fikirlerini açık açık dile getiremiyor. Akdeniz Belediye Meclisi’nde, 15’indeyken, teröristlerin yerini Jandarmaya gösterdiği sırada Şehit olan Eren Bülbül’ün isminin küçük bir mahalle parkına verilmesini bile hazmedemeyen HDP’lilerle ittifak kuran CHP’li meclis üyeleri bu ittifakın “devlet” mantığını ortaya koyuyor. HDP ve CHP’yle arasına sınır koyamayan İyi Parti, Milliyetçi Hareket Partisi’nden ayrılarak partiyi kuran isimlerin hepsinden “kurtuluyor”. Bunun nedeni ise Meral Hanım’ın, tek derdi “Tayyip Erdoğan gitsin de kim gelirse gelsin” düsturuyla hareket eden bir ittifakın içinde yer almak istemesi. Milliyetçi isimlerin Milliyetçi Hareket Partisi dışında bir yerde siyaset yürütemeyeceği de böylece ortaya çıkmış oluyor. Milliyetçi hassasiyetlere sahip siyasetçilere çil yavrusu gibi dağılmak yakışmıyor.