İnsan temel hak ve özgürlüklerine, eğitim hakkına, bilimsel ve mesleki eğitim alanında çalışma hakkına saygısı olmayan hiçbir ferdin kamuya hizmet veren birimlerde çalışmasına izin verilmemesi gerekir. Yukarıda bahsettiğimiz haklara saygısı olmayanın bu haklarını kamu üzerinde kullanmasına izin verilmesi adaletsizliktir.
Böyle birisini savunmak ise gericiliktir.
Gericiliği milli e dini değerlere sahip çıkmak olarak değerlendirenlere aldırmayın siz!
Tüm iddialarına rağmen bizde sol daima gericidir, yeniliğe karşıdır. Ancak şimdilik konumuz bu değil…
28 Şubat sürecini çok iyi hatırlarız. Sivas’ta yapılan o reziline mezuniyet törenini de… O başörtülü kızların gözyaşlarına neden olan şahsı da…
O tepeden inmeci zihniyet ne Cumhuriyeti kavramıştır ne de Atatürk’ü… Aksi iddiaları boştur!
Atatürk adına ahkâm keserken, Türk kadınına kapalı tüm kapıları açan adamın Atatürk olduğunu unutup, Cumhuriyetin temelinin atıldığı Sivas’ta Türk kızına eğitim yolunu kapatmak isteyen bir kafa ne yazık ki yıllardır eğitim kurumlarımızın içinde “aydın” sıfatıyla karanlık düşüncelerine alan bulabilmiştir.
Toros Üniversitesi gayet anlamlı bir gerekçe ile o şahsa yol vermiştir. Gerekçesi gayet açık, gayet aydınlık!
Gerici Sol kafalar ağlamaya başlamışlar. Ağlasınlar…
Sivas’taki o kızlar gibi niceleri ağlamıştı… Hatta İnançlarıyla kurulmuş tuzaklarda kaybolanlar da vardı.
Nasıl ki o günler bu kafalar çetele tutmuşsa, listeler çıkarıp gençlerin istikballerini doğramışlarsa, demek ki milli hafıza da bazılarını unutmamıştır. Yıllardır sistemin içinde kalabilmiş, Sivas’ta kustuğu köhne fikirlerini kim bilir nice beyinlere dökmüş, ama artık fark edilmiştir.
Kusura bakmayın yoldaşlar! 28 Şubat 1000 yıl süremedi.
Bu milleti ağlatanlar, ağlasınlar…
