Kovit’in ilk döneminde Mersin en güvenli illerden biriydi. Gerçi ilk hasta Tarsus’ta ortaya çıkmıştı ama yayılma, bulaşma en alt düzeyde idi. Bu haberle yayıldığına ben biraz şaşırmıştım. Çünkü Mersin ahalisinin büyük bir ekseriyeti öyle kovitten movitten korkacak cinsten değildi. Cehaletin tavan yaptığı büyük bir kesim var maalesef. Çoğu da epey okur- yazar.
Sonra yaz gevşemeleri geldi. Turizm dediler, parra dediler… Ekonomi dediler kapılar yollar açıldı. İpini koparan baldırı çıplak virüslü komşu illerden vatandaşlar bizdeki aymazlara taş çıkartacak düzeyde umursamazlıkla doluştular.
Halkın aptallaştığı, duyarsızlaştığı yerde devlet aklı ortaya çıkar, ama öyle ama böyle bu tipleri düzene sokar…
O devlet aklına bu gün hala rastlayamadık.
Son alınan “ gevşeme” kararları Mersin’i dışında tutmasına rağmen vatandaşımız en az riskli bölgelerin uygulamalarına takıldı. Coştu…
Turuncu tatmin etmedi… Kızarttı!
“Arkadaş alınan tedbirleri seni zaten ancak turuncu yapmış, senin daha başka tedbirlere ihtiyacın var! Ne boşanıyorsun ipten boşanır gibi…” Diyecek yetkililer ortada yok!
Halkımızın hali bu, peki 2 milyonluk büyük şehiri idare eden mülki kadro nerede?
Hükümet yerinde uygulamalar ve tedbirler alma vazifesini ve sorumluluğunu onlara vermedi mi?
Neredeler?
Mülki makamların bu konuda bir kararı, bir uygulaması, bir tebliği var mı?
Varsa uygulamaya ne kadar riayet ediliyor?
Uymayanlara ne yaptırımı var.
Aylardır evine kapalı kalan, sokağa çıktığında aldığı her türlü tedbire rağmen huzursuz olarak evine dönen ve bu arada ummadık yerde virüs kapan insanların suçu ne?
İnsanlar normal hastalıklarında hastaneye gidemiyor. Hastanelerden randevular kapalı. Güç bela giden de tetkiklerini yaptıramıyorlar. Özel hastaneler ise krizi fırsata çevirmişler…
Tüm bunların sorumlusu kim? Kovit mi?
İnsanların canları bu kadar ucuz mu?
Haftada 2000 hasta…
Ortada sorumlu yok…
Tam bir başıboşluk…
Ey vatandaş! Ölmeden önce mutlaka alış veriş yap!
