"Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'de ilk korona virüs vakasının tespit edildiğini açıkladı. Koca, korona virüs tespit edilen kişinin karantina altına alındığını durumunun iyi olduğunu belirtti."

11 Mart 2012 günü TRT Haberde verilen bu haberle Türkiye Korona’ya merhaba dedi.

1 Kişi ve o da karantinada ve sağlık durumu iyi.

Mersin salgının ilk dönemini başarıyla atlattı. İlk vaka Tarsus ilçemizde ortaya çıkmış olmasına rağmen alınan tedbirler ve halkımızın duyarlı kesiminin dikkatli tutumuyla salgının en az olduğu il olma özelliğini yakaladı.

Bahar geçti yaz geldi. Ekonomi batıyor açız yaygaraları ortalığı sardı. İl içindeki hareketlilik salgını pek de etkilemedi. Virüs Mersine girememiş olduğu için fazla sıkıntı meydana gelmedi.

İlin kapıları açıldı. Denizden, havadan ve daha fenası salgının en fazla olduğu illerden Mersine üşüşenler Mersinin hayatını kararttı.

Tabir caizse “ipini koparan “ soluğu mersinde aldı. Mersinliler yaylalara çekilirken şehir merkezleri başka yerlerden gelen virüslülerle adeta işgale uğradı.

Hiç birisi Mersinli yatırımcıya ait olmayan turizm tesisleri para kazanırken taşınan virüsler Mersinliye kaldı.

Bir bakmışız Mersi salgının en ağır biçimde tepesine çöktüğü kent olmuş.

Ne evde hapsolan kurtulabilmiş, ne başka hastalıktan hastaneye yatan, ne de sokakta cirit atan… Günlük vefat sayısı almış başını gitmiş.

Ama tedbire dönüş olmamış… Valiliklere özel duruma göre müdahale yetkisi verilmesine rağmen bunlar Mersin kırılırken pek de önemsenmemiş…
Mesela toplu taşıma araçları ağzına kadar dolmaya devam etmiş…
Ankara yeni tedbirler almamak için adeta direnmiş ama vaka sayısı günlük 40.000’lere vefat sayısı 300’e doğru yol almaya başlayınca kısıtlamalar getirilmiş.
Kısıtlamalar kısmen sonuç verdi. Günlük vaka sayısı 10.000’den aşağı indi.

Şimdi okulların açılması, tedbirlerin gevşetilmesi konuşulmaya başlandı.
Baştaki ilk vaka haber başlığını alış sebebimiz bu salgının bir kişiyle başladıktan sonra bile durdurulamadığıdır. Günlük 5-10 bin vaka varken ve bu oran serbest bırakınca 40.000’lere fırlayabilmişken; böyle örnekler dün yaşanmışken neyin kafasını yaşıyoruz?

Yeteri kadar ölmedik mi?

Başımızın çaresine nasıl bakacağız?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Duran Çavlı 3 yıl önce

Kısıtlamaların sürmesi lazım ama devletin esnafı yaşatmak için bir şeyler yapması da lazım. Önlemlerin kısa ve çok sert olması gerekirdi. Bu zamana yaymak hem fukaralığı kalıcı yapacak hem de hastalığı kalıcı yapacak.

Avatar
Adem Derman 3 yıl önce

Okullar açılmasın
Hayatta kalmak daha önemli