ZEYNEL KORKMAZ

Son yıllarda terörle mücadelede büyük mesafeler alındığını hiçbir izan sahibi inkâr edemez. İktidarın teröre bakış açısında önemli değişikliler olduğu herkesin malumu. Terörle mücadele Türkiyenin büyümesinin önündeki en büyük engel… Her yönüyle ortadan kaldırılması gerekir ki Türkiye yeni büyüme hamleleri yapabilsin.

Türk dünyasıyla ilgili gelişmelerde de Terör meselesi önemli bir engel!

Ancak bütün bu başarılı operasyonlar, terörü bitirmeye yetmiyor, yetmeyecekte…

Çünkü terör ile değil, teröristle mücadele ediyoruz. Teröristle mücadele ateşin uzayan kısımlarını söndürmeye benzer, ateş alttan devam eder.

Terörle mücadele başka bir şeydir: önce samimiyet ister ve cesaret!

Terörle mücadelede dağdaki, sokaktaki teröristle mücadele edip onları itlaf etmek en kolay ancak etkisiz yoldur. Mesela 13 değerli vatan evladımızı şehit edenlerin 50 tanesinin itlaf edilmiş olması belki yüreğimize birkaç damla su serper ama terörle mücadele tam olarak bu değildir.

Dünyanın her yerinde terörle mücadelenin temel şartı, terörün toplum nazarında sempati alanı kazanmasına engel olup, toplumdan uzak tutmaktır.

Bir sanatçı teröre destek olabilecek bir tek kelime söyleyemez.

Bir gazeteci terörist kampına gidip “ gitar çalıp dans eden sevimli çocuklardan bahsedemez.

Bir siyasetçi “ ben olsam ben de dağa çıkardım diyemez.

Bir siyasetçi terör örgütüne yapılan suçlamayı ülkenin bir kesiminde yaşayan insanlara yapılmış sayarak “ 30 bin teröristten size selam getirdim!” Diyemez.

Terörle mücadele, teröre yol veren, hareket imkanı sağlayan, sempatizan kazandıran, halk üzerinde doygunluk oluşturan, söylemlerini haklı gerekçeler gibi gösteren tüm kaynakların kurutulmasıyla başarıya ulaşır.

Mali kaynakları tamamen kurutulur!

Örnek verelim muallakta kalmasın…

Osman Öcalan’ın televizyona çıkarılması bir teröristi aklama suçudur, işleyene cezası seçim sandığında bir aday üzerinden halk tarafından değil, Türk mahkemelerinde verilmelidir.

Hakeza İmralı’daki Müebbet mahkûmun mektubunu getirip götürmekte öyle…

Terörle içli dışlı bir siyasi partinin kapatılması ve bir daha benzerinin açılamaması için anayasal değişiklik yaparak işi çözmemek terörle mücadele konusuna samimiyetsizliktir.

Terör örgütüne yönelik suçlamaları alıp terör örgütü Türkiye’deki Kürt vatandaşların temsilcisiymiş gibi “ Siz kürtlere terörist dediniz… 30 Milyon teröristten size selam getirdim!” Diyen siyasetçinin bu ülkede siyaset yapma hakkı olmamalı.

60 Kişinin öldüğü olayları tahrik eden ve bunun gibi 11 davadan yargılanıp bazılarından mahkûm olan Demirtaş’ı “ Aday olmasın diye hapsettiler” şeklindeki bir kahpeliğin adli bir karşılığı olmalı…

“Senin yattığın yıllar senin şeref madalyandır” ne demektir?

Beş- altı yıldır kendilerinden haber alınamayan güvenlik görevlilerimiz kahpece şehit edildiler.

Tüm siyasiler terörü lanetledi…

“her türlü terörü lanetliyoruz…” Deyince olmuyor işte.

Niçin olmuyor?

Sizin PKK’ya terörist dediğinizi duymadığımız için yaptığı kalleşliğe terör olayı deyip demediğinizi bilmiyoruz ki!
Belki de terör diye Azerbaycan ordusunun Ermenilere karşı kazandığı zaferden bahsediyorsunuz?

Oraya “ÖSO’ militanlarının” gittiğini görmüştünüz ya!

İşte terörü eken sulayan, gübreleyen zihniyet budur. Busebeple, yeşerdikçe ucunu budamak çare değildir…

Ekeni, bakanı, sulayanı, gübreleyeni, hatta soğukta sarıp sarmalayanı, ateşten koruyanı…

Kurutmak lazım.

Bunun için de samimiyet ve cesaret gerektirir…

Yoksa bu operasyonlar bir kısır döngüde devam eder durur…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.